Düşüncelerden kaçamıyorsun değil mi? Akıl gözün kalp
gözünden fazla uyanık. Tarifsiz, derin anlamlar içinde boğuşuyorsun. Kimsin? ve
Ne için buradasın?
Tüm yaşantın sana mı ait? Yoksa içinden mi geçiyorsun
sadece, ne olup bittiğini anlayamadan? Düşünceler seni esir alıyor. Kendinden
uzaklaştıkça düşüncelerine yakalanıyorsun. Sana ızdırap vermeye başladıkları
anda teslim oluyorsun...
Gün içinde farkında olmadan kaç kez dalıp gidiyorsun? AN' ı
yaşayamadan, nerede, ne yaptığını farketmeden hissizleşmeye başlıyorsun soyut
düşüncelerle yaşadığın dünyanda.
Soyut üzüntüler, soyut mutluluklar, soyut heyecanlar,soyut
ümitler...Bugün, 'burada', 'su an' da neler hissettiğinden, görünenlerden uzak,
düşsel dünyanda yaşatıyorsun duygularını.
Düşünceler olumsuzsa üstelik; geçmiş hüzünlü yaşantılar,
pişmanlıklar, hayal kırıklıkları, keşke'ler, acaba' lar barınıyorsa tüm
yaşantını kısır döngü şeklinde devam ettirmekle birlikte,' VAR' olduğunu' YOK'
sayıyorsun.
Yaşadığın her ne ise hepsi hayatını daha iyi düzene
koyabilmen için birer deneyimdi. Hepsi senin için sunulmuş fırsatlardı.Seçim
senin; ya seni engelleyen, olumsuz duygu uyandıran düşüncelerin seni
yönetmesine izin verirsin ya da düşüncelerinin hayatını etkilerken senden izin
almasını öğretirsin.
Eğer yaşadığın olumlu-olumsuz deneyimleri mantık süzgecinden
geçirmeden olduğu gibi özümsersen robot misali zihinsel programına göre yaşarsın,
yasadığın her olay 'etki-tepki' yasasında olduğu gibi benzer tepkilere neden
olur.
Kendini tanımaya başladığın an düşüncelerini; düşüncelerini
tanımaya başladığın an kendi gücünü keşfedeceksin.
Düşünceler gücünü kırmasın, aksine yaşam yolunda sana güç
katsın.
Psikolog
Damla Alkoç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder